Had Been Ne Zaman Kullanılır? Bir Dil Öğrenme Serüveninden Hikayelerle Anlatıyoruz
Bir Dil Öğrenme Hikayesi: Had Been ile Tanışma
Geçen yıl İngilizce öğrenmeye başladım. Her şey çok heyecanlıydı, ama bir terim vardı ki beni her zaman biraz korkutuyordu: Had been. Her ne kadar öğretmenim defalarca açıklasa da, bu yapı bir türlü kafamda netleşmemişti. Bir gün, işte o korkulu anı yaşadım; arkadaşım John ile konuşurken, “Benim de bir zamanlar yapmayı düşündüğüm bir şey vardı, ama zamanla değişti” demek istemiştim. Ama dilim sürçtü ve doğru yapıyı kuramadım.
John’un yüzü birden ciddileşti. O an, “Had been”i yanlış kullanmıştım. Ama hiç sorun değil, çünkü bu yazıdan sonra had been’in ne zaman kullanıldığını daha net bir şekilde anlayacağız.
Bu terim, özellikle past perfect continuous tense (geçmişte devam eden bir eylem)’de kullanılıyor ve zamanın çok önemli olduğu bir yapıdır. Hadi, birlikte daha derinlemesine keşfedelim.
Had Been Nedir ve Nerelerde Kullanılır?
Konuya girmeden önce, had been’in kullanımını daha iyi anlamamız için küçük bir örnek üzerinden gidelim. Diyelim ki, uzun bir tatilden dönen bir arkadaşınız var ve ona şöyle diyorsunuz:
> “I had been waiting for you for hours before you finally showed up!”
> (“Sen sonunda gelene kadar saatlerce seni beklemiştim!”)
Bu örnekte had been waiting (bekliyordum) geçmişte başlayıp, başka bir geçmiş eylemle biten uzun süreli bir eylemi anlatıyor. Yani burada, belirli bir noktaya kadar devam eden bir geçmişteki süreklilikten bahsediyoruz.
Had been’i kullanırken, geçmişteki bir olayın süregeldiğini ve bitmeden önce başka bir şeyin olduğunu anlatmak istiyoruz. Buradaki kritik fark, olayın devam etmiş olması.
Bir Kadının Anlatımıyla: “Bir Zamanlar Hayalini Kurduğum Yere Ulaştım!”
Lisa, İngilizce öğrenmeye başladığında, tıpkı benim gibi had been konusunda zorlanıyordu. Bir gün, daha önce gitmediği bir şehre seyahat etmişti ve geri dönerken Facebook’ta şöyle yazdı:
> “I had been dreaming of visiting Paris for years before I finally got the chance to go.”
Lisa burada had been dreaming (hayalini kuruyordum) kullanarak, yıllarca süren bir düşüncenin, bir başka geçmiş eylemle (Paris’e gitme) nasıl kesiştiğini anlatıyor. Bu hikayede, hayalin bir süre boyunca devam ettiğini ama gerçekleşmesinin başka bir zamanda olduğunu vurguluyor. Eğer had been olmasaydı, sadece basit bir geçmiş zaman kullanarak: “I dreamed of visiting Paris” diyebilirdi, ama burada anlatılmak istenen şey hayal kurma sürecinin uzunluğu.
Bu örnek bize, had been’in sadece geçmişteki bir eylemi değil, sürekli bir eylemi veya alışkanlığı ifade etmek için kullanıldığını gösteriyor. O yüzden “benim geçmişteki hayalim” değil, “yıllar boyu süren bir hayal” anlatılıyor.
Gerçek Dünyadan Bir Örnek: Zamanın Dönüşü
Şimdi biraz daha gerçek dünyaya dönelim. Mesela, bir kişi, işinden dolayı çok stresli bir dönemde olduğunu hissettiği anları anlatırken şöyle diyebilir:
> “I had been working on that project for weeks before I realized I was burning out.”
Burada had been working (çalışıyordum) kullanarak, uzun bir süre boyunca bir iş üzerinde çalıştığını, fakat o esnada bu sürecin bir sonucu olarak tükenmişlik yaşadığını anlatıyor. Bu şekilde had been sadece geçmişteki bir eylemi değil, o eylemin getirdiği durumu da öne çıkarıyor.
Eğer burada had been kullanılmasaydı, kişi sadece: “I worked on that project for weeks” diyebilirdi, ama bu daha kısa bir anlatım olurdu. Had been burada zamanın uzunluğuna ve süregeldiğine vurgu yapıyor.
Had Been ve Zamanın İlişkisi: Zamanın Akışı Üzerine Düşünceler
Had been, hem dilin teknik yapısında hem de hayatımızdaki bir zaman diliminde çok şey ifade eder. Bu yapı, bir eylemin ne kadar süregeldiğini ve o sürecin başka bir eylemle nasıl kesiştiğini anlatırken, dilin zamanlar arasındaki bağlantıyı da gösteriyor.
Gerçekten de dildeki bu yapılar bize, zamanın akışına dair nasıl düşündüğümüzü gösteriyor. Geçmişte ne kadar uzun süre boyunca bir şey yaptığımız, nasıl ve ne zaman bittiğiyle ilgili farkındalığımızı arttırıyor.
Peki ya siz? Hangi durumlarda had been kullanıyorsunuz? Ya da daha da ilginç, had been kullanarak anlatmak istediğiniz bir hikayeniz var mı? Yorumlarda düşüncelerinizi paylaşarak bu zaman yolculuğuna katılın, hep birlikte dilin inceliklerine daha da derinleşelim!